FORUM AYBARA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Afyon Karahisar hakkında resim video vs:

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Administratör
Admin
Admin
Administratör


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 20/09/09
Yaş : 53
Nerden : Bursa

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Empty
MesajKonu: Afyon Karahisar hakkında resim video vs:   Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Icon_minitimePtsi Eyl. 21, 2009 2:01 am

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Afyonkarahisar_2
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aybara.yetkinforum.com
Administratör
Admin
Admin
Administratör


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 20/09/09
Yaş : 53
Nerden : Bursa

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Empty
MesajKonu: Geri: Afyon Karahisar hakkında resim video vs:   Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Icon_minitimePtsi Eyl. 21, 2009 2:04 am

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Afyon_kalesi_resimleri
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aybara.yetkinforum.com
Administratör
Admin
Admin
Administratör


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 20/09/09
Yaş : 53
Nerden : Bursa

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Empty
MesajKonu: Geri: Afyon Karahisar hakkında resim video vs:   Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Icon_minitimePtsi Eyl. 21, 2009 2:05 am

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Kaymak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aybara.yetkinforum.com
muhammet altın

muhammet altın


Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 21/09/09
Yaş : 35
Nerden : BURSA

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Empty
MesajKonu: Geri: Afyon Karahisar hakkında resim video vs:   Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Icon_minitimeÇarş. Eyl. 23, 2009 7:56 pm

AFYONKARAHİSAR KALESİ MERDİVENLERİ

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Afyonkalemerdivenleri


Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Afyonkalev

Afyonkarahisar Kalesi Hakkında Bilgiler | Efsanelerde Karahisar Kalesi - Dilek Yeri - Manilerde Karahisar Kalesi
Şehrin güneyinde, çok yüksek ve yalçın bir dağın tepesindedir. Adını dünyanın oluşumunun dördüncü zaman diliminde bir yanardağ ağzında meydana gelen sarp kayalar üzerine kurulan kaleden (Karahisar) ve ilk defa “Synnada” antik kenti sikkelerin de karşımıza çıkan haşhaş (Opıum-Afyonkarahisar)’dan alan Afyonkarahisar M.Ö. 2.000 yıllarına kadar uzanan bir tarih şeridi yaşatır.

Düzlükte, gelip geçse de yol, Afyonkarahisar‘ dan
Ey yolcu, görünmez Afyonkarahisar, istasyondan
Şayet vaktin olursa tırman kale‘ ye
Bak Afyonkarahisar‘ a gökyüzünde bir balkondan

Diyor Ozan Arif Nihat Asya dizelerinde. Gerçekten de bir kentle, şairlere, alimlere, sanatçılara, mescitlere, mahallelere adını veren , destanlarda, efsanelerde, türkülerde, manilerde kuşaktan kuşağa aktarılan, yerden tam 226 metre yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerine kurulmuş bulunan Karahisar Kalesi için “Gökyüzünde bir balkon” dan başka nasıl bir nitelendirme yapılabilir ki?

Öyle sanıyoruz ki, Afyonkarahisar deyince Karahisar Kalesi‘ ni, Karahisar deyince de Afyonkarahisar‘ ı hatırlamamak mümkün değildir. Afyonkarahisar şehri ile özdeşleşen Karahisar Kalesi‘ nin günümüzden yaklaşık 3 bin 340 yıl önce, İsa’ dan Önce 1340′ lı yıllarda Arzava ülkesine sefer düzenleyen Hitit Kralı II.Murşil tarafından, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Kale‘ nin o zaman ki adı Hapanuva, yani “Yüksek Tepe Şehri“ dir. Daha sonra Mira Kuvalya Krallığı’ nın egemenliğine bırakılan Hapanuva eteklerine Frigler zamanında köy kurulur ve “Akronio” ya da “Akroniom” adını alır. Sırasıyla Lidyalılar, Persler, Helenler, Bergama Krallığı, Pont Krallığı, Romalılar ve Bizanslılar‘ ın egemenliğinde kalan kale, Hicret’ten sonra İstanbul’u fethetmek amcında olan Emevi Halifelerinin, Anadolu’ ya yaptıkları seferler sırasında birkaç kez el değiştirdikten sonra, Alparslan’ ın oğlu Melikşah zamanında Selçuklu topraklarına katılmıştır.

Daha sonra Devlet Hazineleri’ nin kale‘ de saklanmasından dolayı “Karahisar-ı Devle” yani “Devletin Karahisarı” adını alır. Anadolu Beylikleri döneminde Sahipoğulları ve Germiyanoğulları’ nın hüküm sürdükleri Karahisar-ı Devle, 1392 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Ankara Savaşı’ ndan sonra Timur ordularının hakimiyetine giren Karahisar-ı Devle, Timur’ un beylere, topraklarını geri vermeleri üzerine Germiyanoğulları’ na, daha sonra vasiyet yoluyla 1428 yılında Osmanlı Türk Birliği’ ne katılır. Anadolu’ daki diğer karahisarlarla karışamamsı için “Karahisar-ı Sahib” yani ”Sahibinin Karahisarı” adını alır. Mevcut Şeriye Sicillerine göre Karahisar‘ ın başına Afyonkarahisar kelimesi ilk kez 1651 yılında gelmiş ve o günden bu yana Afyonkarahisar adı ile anılır olmuştur. Burada yeri gelmişken bir noktaya dikkat çekmek istiyorum; Karahisar Kalesi, Selçuklu hakimiyetinden başlayarak içinde bulunduğu kente adını vermiş hatta bu ad, Cumhuriyet’ in ilk yıllarında da kullanılmıştır.

Ne yazık ki, daha sonra resmi bir karar olmamasına rağmen, Afyonkarahisar adı uzunluğu nedeniyle kısaltılmış ve Karahisar adı atılarak Afyon biçiminde kullanılmaya başlanmıştır. Oysa ki şehrimizin gerçek adı Afyonkarahisar‘ dır. Dünyada ülkeler ve şehirler kendi asları üzerine tarih yaratmaya çalışırken, baştan başa tarih olan Karahisar’ ın şehrimizin adından kaldırılmış olması üzücüdür.

Efsanelerde Karahisar Kalesi

3 bin 340 yıllık bir geçmişe sahip olan, defalarca el değiştirmiş, öyle sanıyoruz ki her defasında yeni bir efsane, yeni bir destana mekan olmuştur. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi yerden 226 metre yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerinde kurulu bulunan Kale‘ yi fethetmenin öyle kolay bir iş olmadığı tartışmasız bir gerçektir. İşte bu nedenle Battal Gazi’ den, Hazreti Ali’ ye, Beyböğrek’ ten Çavuşbaşı’ na, Horoz Dede’ ye kadar pek çok efsane anlatılır Karahisar Kalesi için… İlginçtir ki, anlatılan bu efsanelerin izleri, günümüzde bile varlığını korumaktadır. Halk arasında anlatılan Hazreti Ali ya da Düldül’ün ayak izleri efsanesine göre, İslam halifelerinden Hazreti Ali, atı Düldül’ün üzerinde dağdan dağa uçarak sefer yapmaktadır. İşte böyle seferlerin birinde Afyonkarahisar‘ a gelen Hz. Ali, Hıdırlık Dağı’ nda konaklamak için sertçe yere basınca, buradaki bir kaya üzerinde ayağının izi kalır.

Daha sonra Hıdırlık’ tan kaleye atlayan Düldül, burada da dizginlenince bu kez ön ayağının izi bir kayanın üzerinde kalır. Hz. Ali, Düldül’ ü sulamak için su yalağına vardığında, atı bağlayacak bir yer bulamaz ve dört parmağı ile yalağın yanındaki bir taşa vurarak taşı deler ve atı buraya bağlar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Afyonkarahisar Kalesi‘ nde bugün Düldül’ ün ayak izi ile atın bağlandığına inanılan kaya üzerinde delik, hala varlığını korumaktadır.

Karahisar Kalesi ile ilgili bir başka efsane ise Battal Gazi ile ilgilidir; Afyonkarahisar‘ da 740 yılında öldüğü konusunda tarihçilerin birleştiği Battal Gazi ile yakın arkadaşı Ahmet Tarhan kaleyi ele geçirmek için sıkı bir kuşatma yapar, içeridekilerin dışarısı ile bütün bağlantılarını keser. Kale komutanı, bunun üzerine Bizans İmparatoru’ na haber salar ve 100.000 kişilik bir ordu yardım için yola çıkar. Kalenin burçlarından Battal Gazi’ yi görerek aşık olan komutanın güzel kızı O’ na bir kötülük gelmemesi için çimler üzerinde uyumakta olan Battal Gazi’ ye bağırır, ancak duyuramaz. Sonra bir kağıt yazar, taşa sararak üzerine atar. Battal Gazi, bir iki kıpırdandıktan sonra hareketsiz kalır. Battal’ ın uyunmadığını gören kız telaşlanır, babasına Türk’ lerin komutanının çayırda uyuduğunu söyler ve güya O’ nu öldürmek için zehirli bir hançer ister. Battal Gazi’ nin yanına gelen kız onu ölmüş olarak bulur. Çünkü attığı taş, Battal’ ın kulağına gelmiş ve ölümüne neden olmuştur. Kız üzülür ve hançeri kendi kalbine saplayarak hayatına son verir. Bizans ordusu kalenin eteklerine geldiğinde amansız bir savaş başlar, Ahmet Tarhan askerleriyle birlikte şehit olur. Ahmet Tarhan Karahisar Kalesi‘ nin eteklerinde, şu anda Ulu Cami ‘nin karşısındaki mezarına gömülür.

Yenilgiden sonra çok şiddetli bir fırtına başlar ve Battal’ ın cesedini Eskişehir dolaylarına atar. Böylece Bizanslılar, Battal Gazi’ nin öldüğünü anlayamaz ve daha uzun süre onun korkusuyla yaşarlar. Şu andaki Olucak Çeşmesi’ nin, Çavuşbaşı mahallesinin ve Çavuş Dede mezarının doğuşu ile ilgili olarak anlatılan Çavuşbaşı ya da Çavuş Dede efsanesi ise şöyledir; Afyonkarahisar sancağı Türk egemenliğine girmeden önce burada valilik yapan kişiye Türk hükümdarı elçiler göndererek kalenin Türk’ lere teslimini ister. Her defasında ret cevabı alınması üzerine hükümdar en güçlü Çavuş Başını Karahisar Kalesi‘ nin alınması için görevlendirir. Çavuşbaşı askerleriyle birlikte birkaç gün içinde Muttalıp bağlarına gelir. Bunu haber alan kale komutanı, kaleye kapanarak savunma düzeni alır. Ertesi sabah Türk askerleri Karakuyu’ ya ulaşır. Su stoku tükenen askerler, Karakuyu’ da su içmek isterler ama su sağlığa zararlı olduğu için vazgeçerler. Bunun üzerine çevrede su aramaya başlarlar ancak bulamazlar.

Durum Çavuşbaşı’ na bildirilir. Çavuşbaşı, yanına birkaç kişi alarak Yağdan denilen kayalıklara doğru gider. Çok yüksek bir kayanın önünde bazı dualar mırıldanır ve “Burada bir su olacak” diye bağırıp kılıcını kayaya vurur. Kılıç darbesiyle yarılan kayadan su fışkırır. Çok güzel ve şifalı olan su askerlerin yorgunluğunu giderir. Dinlenen ordu bir Cuma günü kaleye saldırır ve kale zapt edilir. Şehitler arasında Çavuşbaşı da vardır. Bugün Afyonkarahisar‘ ın Çavuşbaş mahallesindeki Olucak suyu güzel bir memba suyu olarak vatandaşlarca içilmektedir. Olucak çeşmesinin karşısındaki Çavuş Dede mezarı dertlilerin derman aradıkları, adaklar adadıkları küçük bir türbe olarak varlığını korumaktadır.


Dilek Yeri Karahisar Kalesi

Karahisar Kalesi, tarihi boyunca, evlenmek isteyen kızların iyi bir kısmet diledikleri, kısmeti bağlı olanların kısmetlerinin açıldıkları yer olmuştur. İnanışa göre, taliplisi çıkmayan yada evlenme zamanı gelmiş kızlar yanlarında yaşlı bir kadınla birlikte Cuma günü Karahisar Kalesi’ nin yolunu tutarlar. Ancak yanlarına birde asma kilit alırlar, kilit kaleye çıkılmadan önce kilitlenir. Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı kadın kaleye çıkılmadan önce kilitlenmiş olan kilidi kızların başlarında açarak, inanışa göre bahtlarını açar. Daha sonra kızlar Kız Kulesi’nden;

Bahtım bahtım
Altın tahtım
Evlenecek vaktım, diyerek bağırırlar.

İnanılan odur ki tahminen bir hafta sonra bu kızlara hayırlı birer nasip çıkar ve nişanlanırlar. Bu gelenek, Hıdırellez‘ de daha çok ilgi görmekte ve Hıdırellez sabahı erken saatlerde kaleye çıkan kızlar, Kız Kulesi‘ nden dileklerini bağırmaktadırlar. Kimi zaman kadınların ya da erkeklerinde Kız Kulesi’ nden;

Çocuğum olacak vaktım
Okulu bitirecek vaktım, gibi dileklerde bulundukları da gözlenmektedir.

Kaledeki Kız Kulesi’nin yanında bir şarapnel oyuğu gibi insan boyunda olan taşın içine yatan kadınlar çeşitli dileklerde bulunurlar. Kalenin kapısının kemerinde bulunan bir oyuğa, bir dilek tutulup 3 taş atılmaktadır. Eğer taşların 3′üde oyuğa girerse dileğin yerine geleceğine inanılmaktadır.Yine kalenin kapısının önündeki uçmak ağacına insanlar üzerlerinden bir bez ya da ip parçası kopararak bağlamak suretiyle dilekte bulunmaktadır.

Manilerde Karahisar Kalesi

Yörelerin coğrafi yapılarındaki önemli varlıklar, o merakının folklorüne 1. derecede yansımaktadır. Söz gelimi; Sıradağlar, ovalar, akarsular, göller, yaylalar, kaleler ve diğerleri… Afyonkarahisar şehrinin de yerden 226 metre yükseklikteki bir kaya kütlesi üzerine kurulmuş olan kalesi de önemli bir tarihi yapı olmasının yanı sıra, coğrafi özelliği nedeniyle halk folklorünün en yaygın biçimlerinden biri olan manilerde geniş biçimde yer almıştır.


Afyon dağlar içinde
Gül yapraklar içinde
Afyon‘u Allah korusun
Kalesi var içinde

Saçım uzun öreyim
Göz yaşımı sileyim
Eğil Afyon kalesi
Ben yarimi göreyim

Hisarın ardı diken
Yaktın beni gül iken
Allah da seni yaksın
Üç günlük gelin iken

Kaleden indim iniş
Mendilim dolu yemiş
Yare saldım yememiş
Kendisi gelsin demiş

Afyon‘ un kalesine
Kuş konmuş tepesine
Sırçadan saray yapsan
Varmam senin gibisine

Karahisar Kalesi ile İlgili Diğer İnanışlar

Halk arasında Karahisar Kalesi‘ ne bir kez tırmanan bir kişinin 7 yıl Afyonkarahisar‘ dan ayrılmayacağına ilişkin bir inanç vardır. Bu inanç ne kadar doğrudur bilemeyiz ama yüzyılların deneyimine dayanan ve bilimsel olarak açıklaması da yapılabilen bir diğer inanç vardır ki o da ”Karahisar Kalesi‘ nin ardı kararınca Afyonkarahisar‘ a yağmur yağdığıdır.”

Olayı bilimsel yönden şöyle açıklamak mümkündür; yurdumuza yağışlar genellikle Kuzeybatıdan ve güneybatıdan, yani Balkanlarla Orta Akdeniz üzerinden gelmektedir. Yağış sistemleri Ege, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu üzerinden yurdumuzu terk etmektedir. İşte Karahisar Kalesi‘ de Afyonkarahisar kentinin batısına yakın bir yerde kurulu bulunduğundan yağmur bulutları sürekli olrak kalenin arkasından gelmekte ve Karahisar Kalesi‘ nin arkası kararınca Afyonkarahisar‘ a yağmur yağmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
muhammet altın

muhammet altın


Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 21/09/09
Yaş : 35
Nerden : BURSA

Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Empty
MesajKonu: Geri: Afyon Karahisar hakkında resim video vs:   Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Icon_minitimeÇarş. Eyl. 23, 2009 8:32 pm

Hüdai Kaplıcaları (Sandıklı)
Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Hdaikaplca2
Afyon Karahisar hakkında resim video vs: Sandiklihdaikaplca


AFYONKARAHİSAR AFYON KAPLICALARI

Gazlıgöl Kaplıcası (Merkez)

Afyon’a 21 km. uzaklıkta, Afyon-Eskişehir demiryolu üzerindeki Hamamköy’de bulunmaktadır. Buradaki kaplıcaların çok eski tarihlere inen geçmişleri vardır. Gazlıgöl kaplıcalarında faaliyette olan dört hamamdan en eskisi olan Eskihamam Roma döneminden beri kullanılmaktadır.

Gazlıgöl Kaplıcaları ile mitolojik bir öykü vardır. Bu öyküye göre; Kral Midas’ın çocuğu olmamış, üzüntüsünden her gece Tanrı’ya yalvarmış. Nihayet günün birinde kralın bir kızı olmuş; kız büyümüş ve genç kız olduğunda vücudunun her tarafını çıbanlar sarmış, hiçbir hekim iyileştirememiş. Acı ve ağrılara dayanamayan genç kız, yollara düşmüş ve dağ tepe demeden dolaşmaya başlamış. Bu arada kral Midas kızının kollanması amacı ile peşine gözcüler takmış. Afyon yakınlarına kadar gelen kız, susamış ve bugünkü Gazlıgöl Kaplıcasının bulunduğu yerde bir su görmüş ve bu sudan içmiş. Suyun vücuduna değdiği yerlerde sancılarının kesildiğini, içinin rahatladığını gören genç kız kendisini suyun içerisine atmış. Daha sonra yorgunluktan yeşillikler üzerine uzanmış ve orada uyuyakalmış. Uyandığında kız, suyun yansımasında eski güzelliğine kavuştuğunu, çıbanların kaybolduğunu görmüş. Sarayına döndüğünde Kral Midas kızına sormuş: Seni hangi hekim iyileştirdi. Söyle de onu hekimbaşı yapayım demiş. Bunun üzerine kız; beni hekim değil ülkende çıkan sıcak bir su iyileştirdi diye cevap vermiş. Kral Midas kaynağın olduğu yerde bir hamam yapılmasını ve bütün dertlilerin orada derman bulmasını istemiş. Böylece Gazlıgöl kaplıcaları Friglerden günümüze kadar kullanılmıştır.

Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet de Karamanoğulları seferine çıkarken yolu üzerindeki Gazlıgöl Kaplıcalarına uğramış ve burasını imar ettirmiştir.

Gazlıgöl Kaplıcası kimyasal olarak suyunun içerisinde klorür, bromür, iyodür, florür, nitrat, sülfat, nitrit, hidrofosfat, karbonat, hidroarsenat, bikarbonat elemanları ile karbondioksit ve hidrojen gibi gazlar bulunmaktadır. Kaplıcanın sıcaklığı 64 C’dir. Bu kaplıcanın mide, karaciğer, safra kesesi, böbrek taşı, damar sertliğinin giderilmesinde büyük yararları olduğu ve tansiyon düşürücü niteliği ile de tanınmıştır.


Hüdai Kaplıcaları (Sandıklı)

Sandıklı İlçesine 8 km. uzaklıkta olan Hüdai Kaplıcaları çamur banyoları ile ünlüdür. Bu kaplıcalarda Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren şifa aranmıştır. Hıristiyanlığın ilk yıllarında o çevrenin Başpiskoposu Aziz Michael bu kaplıcalarda hastaları tedavi ederek mucizeler göstermiş ve bu olay tarihe “Aziz Michael’in Mucizeleri” olarak geçmiştir. Bizans döneminde yapılan hamamlardan üç tanesi günümüze kadar ulaşmıştır.

Kaplıcanın suları jeolojik bir çatlama sonucu 500 m. derinlikten kaynamaktadır. Kaplıcanın şifalı çamurları ise özel bir şekilde hazırlanan toprağın 60 C’lik şifalı suyun karıştırılması ile elde edilmektedir. Böylece 45 C sıcaklıkta bir çamur oluşturulmaktadır. Suyun kalsiyumsülfatı radyoaktiviteli olup, romatizma, nevralji, safra yolları, kadın hastalıkları, metabolizma bozukluklarına iyi gelmektedir.


Afyonkarahisar’daki Diğer Kaplıcalar

Afyon’a 18 km. uzaklıktaki Araplı Dere yakınında Gecek Kaplıcası, Eski hamam (Büyük hamam), Çelikli veya Kapıaltı isimleri ile tanınmıştır. Küçük Hamam ise Kükürtlü veya Hacethane olarak bilinmektedir. Bu kaplıcalarda romatizma, metabolizma bozuklukları, cilt ve sinir rahatsızlıkları, kadın hastalıklarının tedavisinde faydalı olduğu görülmüştür.


Afyon’a 16 km. uzaklıktaki Ömerli kaplıcasının öyküsüne göre; Ömer dede isimli bir çoban yeri kazarak bu kaynağı bulmuştur. Bu kaplıcanın da kadın hastalıkları, nevralji, romatizma, kırıklar ve metabolizma bozukluğu tedavisinde yarar sağladığı görülmüştür.



Bolvadin’e 30 km. uzaklıkta Heybeli Kaplıcasının üç ayrı kaynağı olup, burada içme ve banyo tedavisi yapılmaktadır. Özellikle romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlılığı görülmüştür.
Bu kaplıcaların dışında Kaya Hamamı, Kınık Ilıcası, Uyuz Hamamı ve Bülgüldek Hamamı da tarihi çağlardan itibaren bilinmekte ve sularından yararlanılmaktadır.



Afyon kaplıcalarının yanı sıra maden suları ile de ünlüdür. XX.yüzyılın başında Belçikalı bir doktor buradaki maden suyunun şifalı olduğunu dönemin padişahı Sultan II.Abdülhamit’e duyurmuş ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra 1903 yılında çıkarılan bir ferman ile buradaki maden suları işletmeye açılmıştır. Afyonkarahisar maden suyu Kızılay tarafından işletilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Afyon Karahisar hakkında resim video vs:
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Adana hakkında resim video vs
» Adıyaman hakkında resim video vs:
» Amasya hakkında resim video vs:
» Ankara hakkında resim video vs:
» Artvin Hakkında resim video vs:

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM AYBARA :: Türkiyem :: Karış Karış Vatanım-
Buraya geçin: